Yapılacaklar Listesi: Çadır Kampı ve Arsuz Fest
Ömer Faruk Kandilci | 23/10/2018 | 0 Yorum | 1557 Defa Okundu
Yazılması planlanan ama bir türlü yazılamayan yazım sonunda sizlerle. Web sitemin tasarımını ve altyapısını sil baştan değiştirdim. Sitemin son halinin ilk yazısı da festival kampı maceram oldu.
Her şey kuzenim Erdi Günyol’un senin yola çıkman ve kamp kurman gerekiyor demesiyle başladı. Tavsiyesi ile facebook’ta çeşitli kamp ve gezgin gruplarına katıldım ve yakınımda planlanan kampları takip etmeye başladım. Çok kısa bir süre içerisinde de yakınımda ki ilk kamp fırsatı ile karşılaştım, Arsuz Fest.
Hatay Arsuz’da 6-9 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen kampa gitme planları kurmaya başlamıştım. İlk defa böyle bir organizasyona çıkacağım için tek başıma gitmeyi pek düşünmüyordum. Lise arkadaşım Ahmet’i de macerama davet ettim. Başlarda reddetmiş olsa da sonunda kabul etti. Nasıl gideceğimizi sorduğunda da otostop teklifinde bulundum. Başta kabul etmişti ama babasının arabasını vermesi ile planlarımız değişmişti. Otostop çekerken fotoğraf çekme hayallerim suya düşmüştü.
Başta kuzenim Erdi ve çeşitli web site ziyaretleri ile basit bir ihtiyaç listesi çıkardık. En temel ihtiyacımız olan çadırı iki kişilik temin ettik. Ardından da uygun fiyata Decathlon’dan 2 tane mat siparişimizi verdik. Çadır elime ulaştığında ilk olarak evde kurdum. Kardeşim Süleyman’da yanımda idi. Çadıra üzerinde iki kişilik yazmasına rağmen tek kişilik bile değildi. Ancak biraz sıkışarak kardeşimle zar zor ikimiz içerisine sığabilmiştik. Arkadaşım Ahmet’e çadırın fotoğrafını attığımda yorumu “Bu çadır iki kişilik değil bir çiftlik” olmuştu.
Kampımız festival kampı olduğu için fazla bir şeye ihtiyacımız yoktu. 7 Eylül Cuma günü benim iş çıkışımda Ahmet doblosu olan enişte modunda doblo ile geldi ve yola çıktık. Yol boyu lise maceralarımıza gülerek yolumuza devam ettik.
Festival alanına vardığımızda tam olarak ne yapacağımız bilmiyorduk. Girişte bulunan polis alana araç girişinin yasak olduğunu söyledi. Yakın bir yere aracımızı park ettik ve çadırımızı ve çantalarımızı alıp festival alanına doğru ilerledik. Festival alanında yer alan çadır alanına vardığımızda herkesin grup olarak çadır kurduğunu fark ettik. Bir gruba dahil olup olmama arasında gidip geliyorduk ve çadırımızı nereye kuracağımızı hiç bilemiyorduk. Alana araç giriş ve çıkışları olduğunu görünce Ahmet’in ısrarları ile arabayı içeriye getirmeye karar verdik. Çıkışa varmadan yer olan polis kontrol noktasında ki bir polisimize durumu söylediğimiz de ilk kontrol noktasında ki polise akrabası olduğumuzu ve bu şekilde girebileceğimizi söyledi. Keyifli bir şekilde aracımıza döndük. Tabi ufak bir sorunda bizi bekliyordu. Park alanının girişine park edilmiş. Bir şekilde aracı çıkardık ve çadır kampı alanında idik. Hala tam olarak nereye çadır kuracağımız hala meçhuldü. Bir ağaç altına çadırımızı kurma kararımızı aldık.
Çadırımızı kurduğumuzda Ahmet ile çadıra sığamayacağımız kesinleşmişti. İyi ki doblo ile gelmiştik Ahmet doblo da bende çadırda uyuyacaktım. Küçük çadırımı kurduktan sonra etrafı turlamaya başladık. Günün konseri Eda Metin Özülkü konseri idi. Ahmet’te bende tanımıyorduk ama şarkılarını dinledikçe çocukken duyduğumuz şarkıların sanatçıları olduğunu farkettik.
Planlarımız hazırdı yarın için. Sabah yedi de başlayan doğa yürüyüşü etkinliğine katılacaktık. Bu sebeple erken yatma kararı aldık. Ahmet arabada uyuyacağı için telefonlarımı ona vermiştim. Hava hafiften yağmurlu olduğu için Ahmet araba da kalmamı ısrar ediyordu. Bende çadır kampı heyecanı ile reddediyordum. Sonunda küçük çadırımın içinde uyumaya hazırdım. İlk dakikalar gayet rahattı. Tabi rüzgar hızlanmaya ve hafif yağmur yağmaya başlayana kadar. Çadırım küçük olduğu için rüzgarın kuvveti ile yerinden boşanacağını hissetmeye başlamıştım. Ayaklarımı ve başımı olabildiğince köşelere uzatmıştım çadırın küçük kazıklarının topraktan çıkmaması için. Uzunca bir çaba sonucunda uyuyakalmıştım.
Saat altı çeyrek gibi uyanmıştım. Küçük çadırımdan çıkıp Ahmet’in yanına gittiğimde benden önce uyanmış olduğunu fark ettim. Susturulması imkansız alarmım ile sabah cebelleşmişti. Biraz acıkmıştık. Bizden başka ortalarda kimse yok. Sahilden Arsuz’un içine doğru yürümeye başladık. Açık hiçbir yer yoktu. Ana caddeye kadar yürümüştük. Bir süre orada oturup ne yapmayacağımızı düşünmeye başladık. Önümüzden simit satan bir çocuk geçmişti. Hemen ondan simitlerimizi aldık ve sahile çadıra doğru yürümeye başladık. Geri dönüş yolunda açılmış olan bakkala girdik. Bir şeyler aldık, masanın üzerinde birkaç müşterinin daha aldığı ürünler vardı. Bakkalcı teyze sürekli bizim almadığımız ürünleri buda sizin deyip hesaba dahil etmeye çalışıyordu. Bakkalın hemen yanında yer alan fırından da pidelerimizi aldıktan sonra kahvaltımızı yapmak için çadırıma ve arabaya doğru yürüdük. Kamp alanın yanında ki tezgahtan da çaylarımızı aldık. Doğa yürüyüşüne gitmekten vazgeçmiştik.
Biraz etrafı dolaşmak, bolca sıkılmak ve biraz da uyuyarak akşam etmiştik. Karanlık çökmeden önce motocross yarışına benzeyen bir etkinliği izlemiştik. Akşam yemeğini Kadirli usulü sucuk ekmek ile çözmüş olduk. Gece yolcuları konserinde bolca eğlenerek bizim için festival bitmiş oldu.
İlk Yorum Yapan Sen Ol