İyi Niyet, Sınavlar ve Kendimize Bakmak

İyi Niyet, Sınavlar ve Kendimize Bakmak

Ömer Faruk Kandilci | 04/03/2025 | 0 Yorum | 30 Defa Okundu

Hayat bazen bir yolculuk gibi deÄŸil de, bir sınav gibi hissettirir. Kimseye çarpmamaya çalışırsın ama biri gelir, sana çelme takar. Kimseyi huzursuz etmemek için çabalarsın ama biri, seni en çok huzursuz eden olur. Gönül yorgunluÄŸu olmasın diye incelik gösterirsin, ama en çok yorulan sen olursun. Ve sonra dönüp, kendine ÅŸu soruyu sorarsın: “Neden?”

Neden iyi niyetli olmanın bedeli bazen bu kadar ağır? Neden herkes bir ÅŸekilde yoluna taÅŸ koyarken, sen hep dikkatli adım atmak zorundasın? Ve neden ne yaparsan yap, hep bir yerlerde yanlış anlaşılmaya, deÄŸerinin bilinmemesine ya da hiç hak etmediÄŸin bir ÅŸekilde üzülmeye mahkumsun gibi hissedersin?

Ä°ÅŸte burada durup düÅŸünmek gerekiyor. Çünkü bazen en büyük hata, tüm cevapları dışarıda aramaya çalışmak oluyor.

Dünya mı Sınav, Yoksa Biz mi?

Evet, dünya zorlu bir yer. Ä°nsan iliÅŸkileri karmaşık. Bazen en güvendiÄŸin insan hayal kırıklığın olurken, en ummadığın biri sana iyi gelir. Ama her yaÅŸananı, her kırgınlığı, her yorgunluÄŸu “dünyanın suçu” olarak görmek bizi hiçbir yere götürmez. Çünkü bu, bizi sadece kurban rolüne sokar. Oysa hayatın içinde sadece incinen deÄŸil, inciten taraf da olabiliriz.

Gerçekten düÅŸündüÄŸümüzde, biz hiç çelme takmadık mı? Belki kasıtlı yapmadık, belki farkında bile deÄŸildik. Ama biri bizim yüzümüzden kırılmadı mı hiç? Birinin en büyük yorgunluÄŸu olmadığımızdan emin miyiz? Birinin huzurunu bozmadığımızı garanti edebilir miyiz?

Ä°ÅŸte iyi niyet burada devreye giriyor. Gerçekten iyi bir insan olmanın, gerçekten saf bir kalbe sahip olmanın tek yolu, sadece baÅŸkalarının bize yaptıklarını görmek deÄŸil, bizim de kendimize bakabilmemiz. Hatalarımızı fark edebilmemiz. Kimse mükemmel deÄŸil, kimse kusursuz deÄŸil. Ama bizi farklı kılan ÅŸey, kusurlarımızın farkında olup olmadığımız.

Kendi Payımıza DüÅŸeni Almak

Bazen insanlar bizi kırar. Bazen de biz insanları kırarız. Ve bazen, fark etmeden de olsa, kendimize bile zarar veririz. Kendi yorgunluÄŸumuzu baÅŸkalarının üzerine yıkar, kendi hatalarımızı görmek istemediÄŸimiz için dünyayı suçlarız.

Oysa gerçekten büyümek, gerçekten olgunlaÅŸmak, gerçekten “iyi” olmak istiyorsak, önce ÅŸu soruları kendimize sormalıyız:

  • Ben nerede yanlış yaptım?
  • Farkında olmadan kimi üzdüm?
  • Gerçekten masum muyum, yoksa sadece kendi hatalarımı görmek istemiyor muyum?
  • Ä°yi niyetimi gösterirken, karşımdaki insanı dinlemeyi ihmal ettim mi?
  • Hatalarımın sorumluluÄŸunu alabilecek kadar cesur muyum?

EÄŸer bu soruların cevabını dürüstçe verebiliyorsak, iÅŸte o zaman gerçekten iyi olmaya baÅŸlıyoruz.

Hep Bir Yere Ait Olmak, Ama En Çok Kendine

Belki de insanın en büyük sınavı, kendisiyle olan savaşıdır. Ne kadar iyi olursak olalım, ne kadar incelik gösterirsek gösterelim, yanlış anlaşılabiliriz. Ama önemli olan, bu yolculukta kendi doÄŸrularımıza, kendi deÄŸerlerimize ve en önemlisi kendi kalbimize sadık kalıp kalamadığımızdır.

Ve bazen, bu yolda yalnız hissedebiliriz. Hayat, bazen bizi yoran insanlarla, bazen de yalnızlığıyla sınar. Ama herkesin hayatında, ne olursa olsun deÄŸer vermeye devam ettiÄŸi ama yolların bir noktada ayrıldığı insanlar vardır. Kimi zaman mesafeler girer araya, kimi zaman da suskunluk…

Ama bazı ÅŸeyler zorla olmaz. Kimseyi bir ÅŸeye ikna edemez, bir yere zorla çekemezsiniz. Ä°nsan ancak gerçekten hissettiÄŸinde, içinden geldiÄŸinde bir adım atar. Ve bazen, tek gereken ÅŸey izin vermektir. Bazen bir kapı açıktır ama içeri girebilmek için, o kapının sahibi “tamam” demelidir.

O yüzden, bilmek gerekir ki; her ÅŸeyin eskisi gibi olamayacağını bilsek de, bazı insanlar hayatınızdan tamamen çıkmaz. Sadece izin verildiÄŸinde, yanında olmaya hazırdır. Ne zaman bir ÅŸeyleri paylaÅŸmak isterseniz, ne zaman bir nefes almak isterseniz, ne zaman sadece güvende hissetmek isterseniz… Bazı insanlar çoktan oradadır, sadece sizin kapıyı açmanızı bekler.


Etiketler